Almanya, dünyanın en büyük sağlık sektörlerinden birine sahiptir. Sağlıkla ilgili ürün ve hizmet harcamaları Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) %12,8’ini ve yaklaşık 500 milyar dolar değerini oluşturmaktadır. Almanya, GSYH’deki payı bakımından dünyada ABD ve Kanada’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Almanya’da her altı çalışandan biri sağlıkla ilgili sektörlerde istihdam edilmektedir. Gelişmiş ülkeler arasında bile sıra dışı olan bu istatistikler, Alman halkının sağlık hizmetlerine özel bir önem verdiğini göstermektedir.

Alman sağlık sektörü aynı zamanda en yüksek kalitede hizmet sunma konusunda da olağanüstü bir üne sahiptir. Yenilikçi ilaç şirketleri, son teknoloji tıbbi makine tedarikçileri, mükemmel hastaneler, prestijli araştırma merkezleri ve olağanüstü ayakta tedavi tesisleri bu sistemin ayrılmaz parçalarıdır. İnovasyonun gücü, bilim, araştırma, endüstri ve hastaneler arasındaki sıkı işbirliği, kamu kurumlarının yüksek kaliteli hizmet taahhüdü ile birleştiğinde dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden biri ortaya çıkmaktadır. Kısmen bu itibar nedeniyle ülke medikal turizmin merkezlerinden biridir. Her yıl, aralarında çok sayıda üst düzey siyasetçinin de bulunduğu on binlerce hasta tedavi olmak için ülkeyi ziyaret etmektedir.    Özellikle tıbbi teknoloji alt sektöründe canlı bir startup sahnesi yaygındır. Mühendislik, üretim ve sağlık alanındaki yetkinliklerin birleşimi, Alman startup şirketlerini yeni tıbbi cihaz ve hizmetlerin geliştirilmesinde lider yapıyor. Bayer, Merck, BioNTech ve Siemens gibi dünya devlerinin yanı sıra binlerce aile şirketi olan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) kalite ve yüksek standartlarla destekleniyor.

Öte yandan sektörde uluslararası yatırımcılar için de kârlı fırsatlar bulunmaktadır. Alman sisteminin zayıf yönlerinden biri, yeni trendlere nispeten yavaş adapte olmasıdır. Çeşitli sistem aktörleri, yüksek potansiyel gösterseler bile yeni araçları, teknolojileri ve organizasyon yapılarını benimseme konusunda nispeten çekingendirler.  Son birkaç yılda Sağlık Bakanlığı, sağlık sisteminin dijital çağa dönüşümünü hızlandırmak için birçok aktif girişimde bulunmuştur.  Dijital Bakım Yasası ve Hastanelerin Geleceği Yasası, sağlık hizmeti tedarikçilerinin dijital çözümleri benimsemeleri için mali teşvikler ve bazı zorunluluklar sağlayan en önemli mevzuatlardan ikisidir. Bu durum, uluslararası sağlık çözümü sağlayıcıları için mükemmel ihracat ve ortaklık fırsatları sunacaktır. Covid-19 dünya genelinde dijital sağlık ürün ve hizmetlerine olan talebi katlanarak artırdı. Yerleşik ve yeni girişim şirketleri, tıbbi görüntüleme, teşhis, tıbbi bilgi sistemleri, giyilebilir izleme cihazları, hasta verilerini depolama ve paylaşma sistemleri, sanal gerçeklik sistemleri ve doktor-hasta iletişim araçlarındaki yeni çözümler konusunda rekabet avantajına sahip olacaktır. Dijital sağlık çözümleri yatırımcıları sadece iç Alman pazarı için değil, aynı zamanda Alman malı olmanın prestijli damgasıyla yüksek ihracat potansiyeli için de mükemmel bir konuma sahip olacaktır.

Covid-19, ilaç endüstrisinin de önemli bir kırılganlığa sahip olduğunu göstermiştir.  Almanya büyük ilaç şirketlerine (Bayer gibi) ve son teknoloji girişimlere (BioNTech gibi) ev sahipliği yapmasına rağmen, ülke ilaç etken maddeleri konusunda büyük ölçüde ithalata dayanmaktadır. Tedarik zinciri sorunları ve diğer siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı, etken madde girdi maliyetleri salgın öncesi seviyelerden çok daha yüksektir. Bu nedenle, uluslararası pazarlara bağımlılığı azaltmak için hükümet, etken maddelerin yerel üretim kapasitesini artırmak için etkili bir teşvik mekanizması başlattı. Bu teşvik, bu alandaki potansiyel yatırımcılar için çok cazip olabilir.

Uluslararası yatırımcılar (özellikle de Türk yatırımcılar) için bir başka potansiyel alan da medikal turizmdir. Almanya dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olmasına ve bu nedenle birçok yabancı hastayı ülkede tedavi olmaya çekmesine rağmen, bazı hastalar ekonomik veya başka nedenlerle sağlık ihtiyaçlarını yurt dışından karşılamak istemektedir. Yüksek kaliteli sağlık personeli, hastane altyapısı ve düşük maliyetleriyle Türkiye, medikal turistlerin ilgisini çekmeyi hedeflemektedir.  Geçtiğimiz yıl Türkiye medikal turistlerden bir milyar dolardan fazla gelir elde etti ve Almanya bu turist akışının başlıca kaynaklarından biri. Öte yandan, ülkenin ana sağlık hizmetleri alanlarından ziyade sadece belirli niş sağlık hizmetlerinde (göz bakımı, diş bakımı, kozmetik operasyonlar ve saç ekimi gibi) ilerleme kaydettiği görülüyor. Üstelik bir milyar dolarlık gelir, açıklanan on milyar dolarlık hedefin çok altındadır. Bu, coşkulu hükümet desteğine, uluslararası akreditasyona sahip hastanelere ve yüksek kaliteli insan sermayesine rağmen böyledir. Dahası, Alman hastalar yabancı sağlık çalışanlarına aşinadır.  Almanya’daki hemşirelerin yaklaşık %10’u ve doktorların %15’i yabancı doğumlu. (Bu arada, ülkeye geçen yıl 7000’den fazla yabancı hemşire ve 1400 yabancı doktor geldi ve bu sayılar artıyor. Dolayısıyla Almanya, uluslararası sağlık çalışanları için cazip bir seçenek olabilir. Ayrıca, uluslararası sağlık çalışanlarının Alman sistemine geçişini kolaylaştırmak için kâr amacı güden ve gütmeyen kurumlar kurulabilir) Sektör analistleri, uluslararası sağlık hizmeti sağlayıcılarının ya yerel aktörlerle ortaklık kurarak ya da kendi kurumlarını tesis ederek ülkede varlık göstermeleri halinde çok daha fazla Alman sağlık turisti çekebileceklerini ileri sürmektedir.

Özetle, Almanya dünyanın en büyük ve en iyi sağlık sistemlerinden birine sahiptir. Öte yandan, yoğun devlet sübvansiyonları ve yüksek fiyatlarıyla yatırımcılar ve sağlık çalışanları için hala çok cazip fırsatlar sunmaktadır. Belirli açılardan çok yenilikçi olmasına rağmen, Alman sağlık sistemindeki aktörler esneklikleri ve ezber bozan düşünceleri ile tanınmamaktadır (özellikle organizasyonel konularda.) Bu nedenle, ülke yenilikçi çabalara çok yüksek getiriler sağlayabilir. Öte yandan, potansiyel yatırımcılar Alman hastaların ve Alman kamu kurumlarının çok yüksek beklentileri konusunda uyarılmalıdır.

Neden Boerberg?

Start-Up’ınız için çok yönlü hizmet

Boerberg Consulting KG Başlangıç paketinde Sözleşme ile başlayarak Ticaret dairesinden Vergi dairesine varıncaya baştan sona destek alırsınız.

Telefon Destek

Almanya çapında yerinde hizmet, uzun yıllara dayanan tecrübe, etkili iş networkü

Pazarlama

Şirket kurulumu & vergi konuları & oturum işlerini etkin şekilde sonuçlandırma, bankalarda doğrudan temsil, hesap açılışlarını sağlama

Çözüm Odaklı

Şeffaflık siciline kayıt (Transparenzregister), oturum vizesi ve oturum izni, mavi kart süreçlerinde tam destek, yerel yatırım bankaları nezdinde destek